Egenin Kalbine Yolculuk

Mevsim ilkbahar, aylardan Nisan. Ege’ye gitmenin tam vakti. Özellikle Nisan’ın ilk haftası Alaçatı Ot Festivali olduğuna göre ne duruyorsunuz? Ege’nin incisi İzmir sizi bekliyor. İlk gün Alaçatı ve Çeşme ikinci gün ise yazının devamında bahsedeceğim yerleri gezebilirsiniz. İzmir’i gezebilmek için birkaç gününüzü ayırmanız gerekiyor. Bir günde asla yetiştiremezsiniz. Zira ilçeler arası mesafe fazla. Zaten gidip gördüğünüzde, geri dönmek isteyeceğinizi de sanmıyorum. Fakat oldukça kısıtlı zamanınız varsa ve iş, okul, sınavlar gibi her şeyin üzerinize geldiği bir dönemdeyseniz, bir günlüğüne de olsa stres atacağınız, her şeyden uzaklaşacağınız bir gezi planlayabilirsiniz. Ben şimdilik yalnızca birkaç öneride bulunacağım. Daha fazla uzatmadan hemen anlatmaya başlıyorum o zaman.


İzmir’e ulaşım oldukça kolay. Hava, kara ve demir yolu seçeneklerinden size en uygun olanını tercih edebilir veya hiç bunlarla uğraşmadan bir tur şirketinden tur satın alabilirsiniz. Konya ile İzmir arası mesafe 557 km. Kara yolunu tercih ederseniz 7-8 saatte ulaşabilirsiniz. Demir yolunu tercih ederseniz 12 saatte, hava yolunu tercih ederseniz ise 1-1.5 saatte ulaşım sağlayabilirsiniz.

Konya’dan gece yola çıktığınızda sabaha İzmir’de uyanıyorsunuz. Kahvaltı için birçok seçenek mevcut fakat bir çay bir simitle de karnınızı doyurabilirsiniz hatta şöyle desem daha doğru olur sanki “bir çay bir gevrek” unutmayın yalnızca İzmir’de simide gevrek denir.

Efes Müzesi

Kahvaltıdan sonra Selçuk ilçesinde bulunan Efes Müzesini gezmenizi öneririm çünkü Efes Antik Kenti’ne gitmeden önce ön bilgi almış oluyorsunuz. Burada Müzekart geçerli. Müzede; Miken, Arkaik, Klasik, Helenistik, Roma, Bizans, Selçuklu, Osmanlı dönemlerine ait birçok önemli eser bulunmakta. Müzede bulunan sergileme salonları ise şöyle; Yamaç Evler ve Ev Buluntuları Salonu, Sikke ve Hazine Bölümü, Mezar Buluntuları Salonu, Efes Artemis’i Salonu ve İmparator Kültleri Salonu. Efes Müzesi’nde bulunan dünyaca tanınmış eserlerden bazıları ise; Sokrates başı, Eros başı, İki büyük Artemis heykelidir. Müzenin girişinde yapılan video gösterimini mutlaka izlemenizi tavsiye ederim bu sayede Efes Antik Kent’ini gezerken geçmiş zihninizde daha canlı olacaktır. Müzeyi gezdikten sonra Efes Antik Kenti’ne doğru yola çıkabilirsiniz.

Efes Antik Kenti

UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Efes Antik Kenti’nin, tarihte amazon adıyla anılan kadın savaşçılar tarafından kurulduğu söyleniyor. Kuruluş dönemine ait çok net bilgiler olmasa da yerli halkın bu bölgede yaşadığı düşünülüyor. Tarihte tamamen mermerden yapılan ilk şehir olma özelliğini taşıyor Efes. Bir zamanlar ünlü bir liman kenti olan Efes, o dönemin en zengin şehirlerinden biriymiş. Ticaret, kültür-sanat gibi alanlarda kendini geliştiren şehirde bölgenin en büyük kütüphanesi ve felsefe okulu kurulmuş. Zamanla alüvyonların limanı doldurmasıyla şehir denizden uzaklaşmış, ticari gücünü kaybetmiş. Her ne kadar sonradan yaşanan büyük depremlerden dolayı şehrin eski ihtişamını kaybettiği söylense de bence şu anki hali bile muhteşem. Bu kentin cadde ve sokaklarında yürürken, yüzyıllar önce burada adım atan insanları düşünüp, kendinizi adeta zamanda yolculuğa çıkmış gibi hissedeceksiniz. Burada beni en çok etkileyen yapı ise Celsus Kütüphanesi oldu. İçeriden tek kat şeklinde yükselen fakat dışarıdan iki katlıymış gibi gözüken duvarda dört kadın heykeli bulunuyor. Bu heykellerin her biri farklı bir terimi simgeliyor. Akıl, erdem, hikmet ve bilgi. Dönemin en kapsamlı içeriğine sahip olan bu kütüphanede bir zamanlar 14 bin kitap bulunuyormuş. Böyle güzel bir yapıyı fon olarak kullanıp güzel fotoğraflara sahip olabilirsiniz. Celsus Kütüphanesi’nden sonra Mermer Cadde’de yürüyerek Büyük Antik Tiyatro’ya ulaşıyorsunuz. Umarım restorasyon çalışmasına denk gelmez ve 25.000 kişi kapasiteye sahip olan Büyük Tiyatro’yu yakından görebilirsiniz. Daha sonra Liman Cadde’sinde yürüyerek çıkışa doğru ilerleyebilirsiniz. Bu arada Efes Antik Kenti’ne giriş ücreti 60₺. Müzekart geçerli.


Meryem Ana Evi

Efes Antik Kenti ile Bülbül Dağı üzerinde bulunan Hz. Meryem’in ölmeden önce ki son 2 yılını burada geçirdiği rivayet edilen Meryem Ana Evi’nin arasındaki mesafe 9’km’dir. 15 dakika içerisinde buraya ulaşabilirsiniz. Meryem Ana Evi, yalnızca Hristiyanlar tarafından değil Müslümanlar tarafından da kutsal sayılıyor fakat buna rağmen evin yalnızca kiliseyi andırması bana biraz garip geldi. Evin içinde fotoğraf çekmeye izin verilmediği için buraya ekleyemiyorum. Evden çıktıktan sonra merdivenlerden aşağı indiğinizde yan yana üç adet çeşme göreceksiniz. Bu çeşmelerden ilkinin “sağlık”, ikincisinin “para”, üçüncüsünün ise “aşk” getireceğine inanılıyor şayet siz de bu batıl şeylere inanıyorsanız ihtiyacınız olan hangisiyse ondan içiyorsunuz. Meryem Ana Evi’ne giriş ücreti 10₺.

 

Şirince Köyü


Son olarak ise Şirince köyünden bahsetmek istiyorum. Eskiden köy halkı bu köye “Çirkince” adını vermişler çünkü diğer insanlar köyün güzelliğini fark edip buraya yerleşmesinler diye. Bir nevi halk, bu güzel yeri kendilerine saklamak istemiş. Fakat zamanla köyü gelip görenler köyün şirinliğini fark burası “Şirince” olmalı demişler böylece köyün ismi o günden bugüne bu şekilde kalmış. Bu köyün adını 2012 yılında duymayan kalmamıştır diye düşünüyorum. Hatırlarsanız Maya Takvimi’ne göre 21 Aralık 2012 tarihinde kıyamet kopacaktı ve kıyametten etkilenmeyen tek köy ise Şirince köyü olacaktı. Tabi ki böyle bir şey gerçekleşmedi. İnsanların zihninde komik bir olay olarak kaldı yalnızca. Şirince’ye giden yol her ne kadar tehlikeli olsa da manzarası o kadar etkileyici ki “insanın burada ömrü uzar” diye geçiriyorsunuz içinizden. Şirince, adı gibi şirin bir köy. Evlerin karşıdan görünümü ise tıpkı Safranbolu evleri gibi. Şirince sokaklarında dolaşabilir, güzel fotoğraflar çekebilir, kumda kahve içebilir ve sevdiklerinize hediyeler alabilirsiniz. Fakat şunu da söylemeden geçemeyeceğim; alışveriş yapmak için bütün esnafları gezin, zaten küçük bir yer fazla zamanınızı almaz. Bu önerimin sebebi ise; aynı ürünü köyün girişindeki esnaflar 2 katı fiyatla satarlarken içerideki esnaflar yarı fiyatına satıyorlar bilginiz olsun istedim. Keyifli yolculuklar