Tarihi Yarımada ve İstanbul

İstanbul’a yalnızca şehir denemez.Buna şiddetle karşı çıkıyorum.Bu şehir resmen nefes alıyor. Aksini hiçbir koşulda kabul etmiyorum. Sanki o güzel Karaköy sokaklarında hızlı adım atarsam canı acıyacakmış gibi. Ya da  eve erken dönersem bana darılacakmış gibi. Bunu başka hiçbir yerde hissetmeyeceğinize yemin edebilirim hiçbir şehirde..O kadar şiirin  durduk yere yazıldığını kimse iddia edemez.

İstanbul’a daha önce çok defa gitmeme rağmen bir turla ilk kez geldim.Mimarisi her zaman ilgimi çekiyordu.Bunu bir rehberden dinlemek hem de organizasyon meselesini profesyonellere bırakmak için Gezipero ile tanıştım. Güler yüz, sıcaklık ve o hepimizin  aradığı  güven…Bana hepsini sağladıkları için turu satın aldım.Zamanınız kısıtlı, tatiliniz az ise bu tura İstanbul dopingi demek mümkün.Az zamanda çok fazla yer geziyoruz. Çok fazla… Hafta sonu için müthiş bir plan gerçekten.

Konya’dan akşam 22:00 gibi yola çıkıyoruz gözlerimizi kapatıyoruz bir açıyoruz bingo Boğaziçi Köprüsü. Sabah gün doğumunda köprüden geçiyoruz.Manzaranın güzelliğini  tarif edemem.Güneş pırıl pırıl.Önce kahvaltı yapmak için Eminönü’ne geliyoruz. Solunuzda Haliç,  sağınızda Galata Köprüsü… Ve tabiî ki balıkçılar…

Kahvaltı için çok fazla seçeneğiniz var.İsterseniz tercihinizi o güzel çıtır İstanbul simiti (çekirdeklisi favorim) ve çaydan yana kullanabilir  ya da Meşhur Levent Börekçisine gidebilirsiniz.Kıtır yufkalar arasında 37467 kg eritilmiş peynir. Müthiş  bir lezzet. Ve bolca kalori.

Başlangıcımız tarihi yarım ada.  İstanbul’un prensesi Ayasofya Camii. O kadar görkemli ki.İlk gördüğünüzde Fatih ile gurur duyuyorsunuz.Ziyarete gelen Rumları gördükçe bi tık daha artıyor bu gurur.İçeride sesli anlatım yasak olduğu için kulaklık takıyoruz. Rehber mikrofona anlatım yapıyor biz dinliyoruz. Bu uygulamayı sevdim.Kötü haber giriş ücreti 60 TL, iyi haber Müzekart  geçerli. Öncelikle kocaman bi kapıdan geçiyoruz. Burası yeryüzünün en hızlı inşa edilen katedrali. Ona rağmen çok özenilmiş. Duvarlardaki tabletlerin  özelliği hepsinin simetrik olmasıymış.Roma imparatoru  Jüstinyen bütün tabletleri Afrika’dan özel olarak getirtmiş. Bi müze gezerken kendimi o zamana aitmiş gibi hissetmeyi seviyorum.Burası fazlasıyla öyle hissettiriyor.Haçlı Seferlerinde duvarlarına kazınmış haçlar…Ve yine onlar tarafından tahribata uğramış altın mozaikler.Yaklaşık iki saatimizi burada geçiriyoruz.Buradan çıkıp hemen yanındaki Yerebatan Sarnıcı’na geçiyoruz.Girişi 6 Lira ve burada Müzekart geçmiyor.Burası Ayasofya ile bağlantılı bir su sarnıcı.Şu an kokudan dolayı belediye suyu çektirmiş.Burası gizemli bir yer. Işıklandırmadan sanırım.Ve ters Medusa başından. Medusanın buraya neden konulduğu bilinmiyor. Efsaneler tabiî ki var ama net bir bilgi maalesef ki yok.Yaklaşık 1 saatimizi burada geçirdikten sonra öğle yemeği için mola veriyoruz. Sultanahmet Meydanı İstanbul’un en turistik yeri.Bu yüzden fiyatlar birazcık pahalı.Tarihi Sultanahmet Köftecisi’ni tercih edebilirsiniz.Tabi yer bulmak oldukça zor.Onun dışında ayaküstü bir şeyler atıştırabilirsiniz. Hot dog, soğuk sandviç… 

Yemek sonrası grupla toplanıp Topkapı Sarayı’na doğru yürümeye başlıyoruz. Bu meydanın en güzel yanı bu.Görmeniz gereken tüm kült yapılar yürüme mesafesinde.Yolun sonunda Topkapı tüm heybetiyle göz kırpıyor.Öncelikle tam önündeki III. Ahmet Çeşmesi’ne geçiyoruz. Her Cuma burada Osmanlı Şerbeti dağıtılıyormuş geleneği sürdürmek adına. Topkapı Sarayı’na Müzekart ile girebilirsiniz. Mimarisi Selçuklu mimarisine de benziyor.Duvarlardaki ve kapılardaki işlemeler ise sonuna kadar Osmanlı’yım diyor.Sarayda beni en çok etkileyen silah koleksiyonun bulunduğu oda oldu.Düşünsenize onlarca sefer,onlarca komutan,onlarca sultan. Hepsi çok özenli ve hala pırıl pırıl.Sedefli, yakutlu, işlemeli…Muhteşem bir koleksiyon. Saray balkonları da harika. Bana kalırsa İstanbul’u en güzel görebileceğiniz manzaraya sahip bu balkonlar.Avlu da kocaman bir restoran var. Bu biraz can sıkıcı.Türkiye’de en çok ziyaretçi alan  yerlede hep ilk üçte,dünyanın en büyük ikinci saray müzesi ama en güzel yerinde kocaman bir restoran!  Kutsal emanetler sırası gözünüzü korkutmasın.Sıra çabucak geliyor. Görülmesi gereken atmosferlerden bir tanesi.İçerde sürekli bir imam tarafından Kuran-ı Kerim okunuyor.Burası son noktamızdı. Topkapı Sarayını baştan sona kadar gezmek 2 saatinizi alıyor.Yorucu fakat  gurur verici.